14 Temmuz 2015 Salı

Ala ile Bela / Good and Evil?

Ala (A'lar şapkalı), bela (buradaki a da şapkalı)....
Good, guud, Evil? ivıl?

Salı SALLANIR, Çarşamba çarşafa dolanır derken...günler geçer...

Bazıları için asır gibi geçmeyen dakikalar bazıları içinse göz açıp kapayana kadar geçmiştir.

İşte ala ile bela, iyi ile kötünün yan yana olduğudur, birbirine daha yakın seslerle ve tam zıt anlamlarla...

Kara kediler siyah oldukları için mi korkutur, 13 gibi rakamlara mana yüklemek mi korkutur insanları... 

Ölüm hep bir son gibi görülürken bazıları başlangıç gibi görür ya, işte böyle yakındır düşünceler birbirine... ya da uzak gösterilir ne kadar yakın olsalar da birbirine...

Etkilendiğimiz ve yüzyıllardır süregelen geleneksel kurallar kadardır hayat belki, dişilerin pembe, erkeklerin mavi giyinmesi kadar basittir belki...

Yaşamak sınırlıdır kimine göre, eksilerle başlamıştır hayata... Bazıları artılarla koşarken diğerleri hayal bile etmek için başkalarını kullanır...

Tüketmek ve etkilenmek... Kurallara uymak, uymamak, modaya uymak, topuklu ayakkabı giymek gibi belki...

İşte belki bu yüzden anayasamıza göre düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti temel hak ve özgürlüklerden sayılmıştır. Anayasa'nın 13. maddesinde ise -tesadüf bu ya - 13 yine- “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyet'in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denilmektedir.

Buna göre, "Hak ve özgürlükler, ancak demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olarak sınırlandırılabilir."

O zaman ALA ile BELA yanyana, ne diyebiliriz ki haklara ve haksızlıklara...

Sadece "OH NE ALA MUALLA!"  Anayasa ile çözülecektir mutlaka her dava...

Sağlıcakla...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder